Documento senza titolo Kilisemiz
Documento senza titolo Yerler
Documento senza titolo Kişiler
Documento senza titolo
 
 
 
     
 
 
 
     
         

Documento senza titolo

HOŞGELDİNİZ

Official Web of the Church Catholic Petrus and Paul of Antioch (Turkey)

 

Documento senza titolo

KATOLİK KİLİSESİ

PK 107 - Kurtuluş Cad.
Kutlu Sokak N.6
31002 Antakya-Turchia
Tel. 0090 326 2156703
Fax 0090 326 2141851

Email adres:
domenicobertogli
@hotmail.com

ya antiochia.oronte
@hotmail.com

 

Documento senza titolo

Anadolu Kilisesi

Theofilos

Peder Andrea Santoro

Mersin Katolik Kilisesi

Meryem Ana Portali

Free counters

 

Documento senza titolo

Ayin Saatleri: Pazar Günü

  17.00 (Kışın)
18.00 (Yazın)

Hafta içi: 08.30

Akşam övgüsü: 18.30


Turk-Katolik Newsletter:



webmaster: Simone Matteoli

GENÇ AZİZ SİMON MANASTIRI (STİLİT): 521-592

"Stilit" ismi 4. ve 6. yüzyıllarda, taş sütun (stulos) üzerinde yaşayan Hıristiyan keşişlere verilen bir isimdir. Aslında bu yaşam tarzı, putperest dönemde, erkeklerin yılın belli aylarında Tanrıya yakınlaşmak için belli bir süre yüksek taşlar üzerinde beklemesi şekliyle zaten vardı. Sağdakı freskinde Aziz Simon (Trabzon'daki Aziz Sofia Kilisesinde). Hıristiyan dünyasında bu süreci başlatan Büyük Aziz Simon'dur (390-459). Bugün hala, Suriye'nin kuzeyinde Halep'ten fazla uzakta olmayan bu muhteşem manastırın işçiliği hayranlık uyandırmaktadır. Genç Aziz Simon Büyük Aziz Simon'un bir takipçisiydi. Azizlerin hayat hikayelerinin yazıldığı BIOS'daki kendi özgeçmişinde, uhtemelen 521 tarihinde Antakya'da doğduğu ve Yuhanna ile Marta'nın çocuğu olduğu yazılıdır. İki yaşındayken "Vaftizci Yahya" kilisesinde Simon adı verilerek vaftiz edildi. 526 yılında meydana gelen depremde babasını kaybetti ve o sıralarda Simon hala bir çocuk iken erdeme ulaşacağı yolda aydınlanmaya başladı. Simon Asi nehrinin kıyısında bulunan, vahşi ormanlar ve yırtıcı hayvanlarla dolu olan tepelerde yaşamaya gitti. Arşimandrit Yuhanna'nın önderliğinde rahiplerin olduğu bir manastıra katıldı. Simon 6-7 yaşlarındaydı, Tanrı'ya adanmışlıkla geçen yaşamı ve hastalıkları iyileştirmedeki gücü halkı hayrete düşürüyordu. İşte o yıllarda, Yuhanna'nın yanında küçük bir sütun kaidesine çıkarak "stilit" hayatına başlar.

Bu yaşam tarzı, 500 m. yükseklikte, kendi yönetiminde inşa edilen manastırın tam ortasında bulunan sütuna, 551 yılının Pentekost bayramında çıkmasıyla devam eder. Bu manastırın kalıntıları günümüze kadar gelmiştir. Manastır, bir hac yeri olarak insanların yoğun akınına uğruyordu. Simon aracılığıyla meydana gelen sayısız mucizelerden dolayı o bölgeye "Harikalar Dağı" adı verildi. Antakya'dan 18 km uzaklıkta bulunan manastır haç şeklinde bir yapı olup değişik özelliklere sahip, üçer nefli üç kilise içermektedir. Klasik tarzda yapılmış ilk kilisenin zemininde mozaik kalıntılar hala görülebilir. Kilisenin ön girişindeki bir mezarda bulunan Theotokos'a yapılan bir yakarmadan dolayı kilisenin Meryem Ana'ya adandığını söyleyebiliriz. Kutsal Ruh'a (Kutsal Üçlüğe) adanan merkez kilise (ikinci) sütunları, sütun başlıkları, arşitravları ve kemerleriyle daha orijinal ve görkemli bir tarzda yapılmıştır. Azize Marta'ya adanan ve daha sade bir şekilde inşa edilen üçüncü kilise martirium 'idi (martirium bir din şehidinin gömülü olduğu binalara verilen isimdir). Aziz Simon öldükten sonra cesedi, annesi Marta'nın mezarının yanında gömüldü. Manastır ile üzerinde yaşadığı taş sütun dağın tepesinin oyulup kesilmesiyle elde edilmiştir. Ortada, ziyaretçiler için, Simon'un üzerinde yaşadığı yüksek sütundan vaazını dinleyebilmeleri için sekizgen bir alan oluşturulur. Karşısında, rahiplerin evlerinin ve gereksinmelerini karşılayacakları yapıların da bulunduğu birinci kilisenin yanında küçük bir vaftiz yeri bulunmaktadır. Duvarları, sarnıçları ve yer altı yapıları ile son derece orijinal bir yerleşim birimi olan bu manastırın yaşamı, Haçlıların, 1268'de bölgeden ayrılmalarından sonra sona erer. "Harikalar Dağı"na karanlık çökeli yüzyıllar oldu: günümüze sadece Mesih İsa'nın takipçilerinin olağanüstü macerasının tanıkları olan taşlar kalmıştır. Aziz Simon ve Aziz Martha'nın değerli kutsal emanetinden geriye hiç bir şey kalmamıştır. Onlarda geçmişin karanlığında kaybolmuşlardır.